“`html
Dünya’nın En Yaşlı Kadını: Maria Branyas Morera’nın Destanı
Maria Branyas Morera, geçtiğimiz yıl 117 yaşında, huzur içinde uykuya dalarak hayatını kaybetti. 18 ay boyunca, dünyanın en yaşlı yaşayan insanı olarak tanınan Morera, hayatının büyük bir kısmını İspanya’da geçirerek genç nesillere ilham veriyor.
4 Mart 1907’de ABD’nin San Francisco şehrinde Katalan anne-babanın kızı olarak doğmuştur. Sekiz yaşından beri İspanya’da yaşayan Morera, hayatı boyunca birçok bilimsel çalışmanın merkezinde yer aldı.
BİLİMSEL BULGULAR İLGİ ÇEKİYOR
Uzun yaşam sırrını araştırmak üzere bilim insanları bağırsak mikrobiyomunu inceledi ve bu çalışmaların sonuçları dikkat çekici bulgular içeriyor. Henüz resmi olarak onaylanmamış olsa da, bu bilgiler bireylerin yaşam süresini uzatabilen diyet ve yaşam tarzı seçimleri hakkında ipuçları sunmaktadır.
‘BAĞIRSAKLARININ GENÇLİĞİ
Morera’nın genetik yapısı ve mikrobiyomu üzerine yapılan analizler, vücudundaki hücrelerin ortalama 17 yaş daha genç gibi işlev gösterdiğini ortaya koydu. Araştırmalara göre, Morera’nın sağlıklı bağırsakları, sindirim sistemimizi destekleyen bifidobakteriyum adlı bakteri türünün yüksek seviyelerini barındırıyordu. Bilim insanları, onun mikrobiyomunun “bir bebeğin mikrobiyotasını” yansıttığını ifade etti.
Morera, vefatından önce verdiği bir röportajda uzun ve sağlıklı yaşamının nedenlerini şöyle sıraladı: alkolden ve sigaradan uzak durmak, düzenli yürüyüşler yapmak, meyve ve sebze açısından zengin bir beslenme programı uygulamak ve günlük üç porsiyon yoğurt tüketmek. Ayrıca, çevresindeki insan ilişkilerine de dikkat ederek, “toksik insanlardan uzak durduğunu” belirtti.
- Alkol ve sigaradan kaçın
- Düzenli yürüyüşler yap
- Meyve ve sebzelerle zengin bir beslenme programı uygula
- Günde 3 porsiyon yoğurt tüket
- Toksik insanlardan uzak dur ve arkadaşlarınla vakit geçir
Diyetisyen ve beslenme uzmanı Dr. Megan Rossi, “Yüz yaşını geçmiş bireylerin beslenme alışkanlıklarını incelemek oldukça ilginç” diyor:
– Morera’nın yaşam tarzı bağırsak sağlığını destekleyen unsurlar barındırıyor, ayrıca mikrobiyal çeşitlilik açısından da oldukça zengin.
KRONİK HASTALIK RİSKİNİ DÜŞÜRMEK
Daha çeşitli bir bağırsak mikrobiyomu olan bireylerin kalp rahatsızlıkları, Tip 2 diyabet gibi hastalıkları yaşama riski daha düşük. Her bir bakteri türü, vücutta farklı görevler üstleniyor. Dr. Rossi bu durumu şöyle açıklıyor:
– Farklı mikrop türlerine sahip olmak, vücut için daha fazla avantaj sağlıyor ve çeşitli sağlık konularında daha fazla destek sunuyor.
Uzmanlar, sağlıklı bir bağırsak yapısının uzun ömürlülüğü desteklediğine ve potansiyel olarak pek çok sağlık sorununa karşı koruduğuna inanıyorlar.
SÜPER ASIRLIK İNSANDAN ALTIN DEĞERİNDE TAVSİYELER
Morera’nın hikayesini değerlendirirken iki önemli noktayı göz önünde bulundurmak gerekiyor. Birincisi, şans ve iyi genetikle donatılmıştı; ikincisi, uzun yaşamasını sağlayan asıl faktör, dikkatli bir diyet ve yaşam tarzı tercihlerinin birleşimiydi.
1. Günlük üç porsiyon yoğurt tüketiyordu
Bazıları, “Üç porsiyon yoğurt yiyenler daha uzun yaşar” sonucuna varabilir, ancak Dr. Rossi, sadece yoğurdun değil, kefir ve lahana turşusu gibi diğer fermente gıdaların da bağırsak sağlığı açısından son derece faydalı olduğunu belirtiyor:
– Fermente gıdalar, mikrobiyal çeşitliliği artırmakla ilişkilidir ve bazı çalışmalar, bunların iltihap belirteçlerini azalttığını ortaya koymaktadır. Bu bakteri türleri, süt proteinlerini ve şekerlerini değiştirebilme yeteneğine sahiptir; bu da sağlık açısından birçok fayda sağlayan bileşiklerin oluşmasına yol açar.
2. Zengin bir meyve ve sebze diyetine sahipti
Dr. Rossi, “Morera’nın yaşam tarzı, Akdeniz diyetinin temel unsurlarını barındırıyordu” diyor. Optimal bağırsak sağlığı için beslenme gruplarına yönelmek, fazlasıyla önemli.
Özellikle kinoa, tam tahıllar, sebzeler, kuruyemişler ve baklagiller gibi gıdaların düzenli olarak tüketilmesi öneriliyor.
3. Düzenli fiziksel aktivite yaptı
Orta düzeyde egzersiz, koroner kalp hastalığı, felç ve diyabet gibi birçok ciddi sağlık sorununu önlemekte etkilidir. Ayrıca, egzersiz bağırsak sağlığını iyileştirir ve yararlı bakteri türlerinin sayısını artırır.
Dr. Rossi, egzersizin sindirim sistemine kan akışını artırarak bağırsakta besinlerin daha iyi dolaşmasını sağladığını belirtiyor:
– Bağırsaklarımız aynı zamanda kaslar içerir; hareket etmek, besin maddelerinin düzgün bir şekilde sindirilmesine yardımcı olur.
4. Alkol alımını azalttı
Alkol tüketiminin bağırsak sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olduğu bilinmektedir. Aşırı alkol alımı, bağırsakların geçirgenliğini artırarak istenmeyen durumlara yol açabilir. Dr. Rossi, bu durumu şöyle açıklıyor:
– Alkol, bağırsakların doğal bariyerini zayıflatabilir, bu da iltihaplı tepkilere yol açarak vücutta düşük dereceli iltihaplanma riski oluşturur.
5. Toksik insanlardan uzak durdu
Etrafınızda ruh sağlığınızı olumsuz etkileyen insanlar varsa, bu durum hem fiziksel hem de zihinsel sağlığınıza zarar verebilir. Araştırmalar, bağırsağımızda bulunan mikrobiyomların ruh sağlığı ile bağlantılı olduğunu göstermekte.
Morera, stres yaratan bu insanlardan kaçınarak, hem ruh sağlığını hem de bağırsak sağlığını koruma konusunda son derece haklıydı. Uzmanlar, ruh sağlığı üzerindeki stresin bağırsak sağlığına zarar verebileceğini belirtmektedir.
Sonuç olarak, Morera’nın hikayesi, sağlıklı bir yaşam sürmek için beslenme ve yaşam tarzına dikkat etmenin büyük önem taşıdığını vurgulamaktadır.
“`