Özellikle son yıllarda Türk resminde dikkat çekici bir portreden söz edeceğim bu yazıda. Bir profil eleştirisi yapacağım. Batıda çok kullanılan bir yöntemdir, bir yaratıcının öne çıkan özelliklerini madde madde sunarlar. Gerçi bir edebiyatçı, bir ressam, bir heykeltıraş ya da aslında pek çok sanatsal yapıtta en zor olan şeylerden biri eleştiridir. Eleştirmenin doğasında sanki “eleştirmek” vardır. Özellikle böyle yazdım, yani negatiften almak vardır. Oysaki böyle olmak zorunda değildir. Eleştiri yüksek beğeni de içerebilir. Teşhislerde bulunabilir. İddialar ortaya koyabilir. Yeter ki bir içerik değeri olsun. Eleştiride bir yazın ya da sanat yapıtını her yönüyle ele alıp değerlendirmek söz konusudur ve bu mantık içinde bir düşüncenin, bir yargının, bir davranışın vb. doğruluk ya da yanlışlığını ortaya çıkarmak, gerçek değerini belirtmek üzere onu inceleyip sonuca varmak durumu söz konusudur. Eleştiri deyince aklıma geldi, bir anlatı vardır, güzeldir.
Ranga Guru anekdotu olarak anılan bir anlatıdır, onu anlatarak Akın Ekici eleştirime başlayayım.
1. Akın Ekici çünkü çok inovatif bir ressam.
2. Akın Ekici çünkü panoramik düşünen, resimlerini farklı gösteri sanatları disiplinleri ile birleştiren bir küratörlük anlayışına sahip.
3. Çünkü Akın Ekici sanatı yurtdışını görmüş bir ressam.
4. Akın Ekici çünkü teknolojiyi en iyi kullanan ressamlardan.
5. Akın Ekici çünkü kendi özgün stilini arayan ve üreten bir ressam ve bir akımın temsilcisi olmak önemli.
6. Akın Ekici çünkü evrensele ulaşıyor.
7. Akın Ekinci çünkü tutarlı bir üslupta ve oldukça istikrarlı bir sanatçı.
8. Akın Ekici renk kullanımında, fırçasız resim tekniği gibi bir yöntemde, kompozisyonları anlamında ayrıksı bir ressam.
9. Akın Ekici’nin çünkü bir felsefesi var.
10. Akın Ekici bir sanat aktivisti. İşte bu çok önemli.